• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
    • Kent ve Yaşam
    • Sürdürülebilir çağdaş bir kent yaşamı, ortak aklın ürünüdür
    • Kent ve Yaşam
    • Sürdürülebilir çağdaş bir kent yaşamı, ortak aklın ürünüdür

Dünyanın gündeminde iklim değişikliği var

Birleşmiş Milletlere üye 195 ülke temsilcileri Fransa’nın başkenti Paris’te Dünya’nın geleceğini konuşmak için toplandı. Konu: İklim değişikliği.
Devletlerin temsilcileri 30 Kasım - 11 Aralık zaman diliminde iklim değişikliğine ilişkin görüşlerini paylaşacaklar.

İklim değişikliği nedir?
Kısaca; sanayi ile boyut kazanan atıklar atmosferin yapısını değiştiriyor, salınan gazlar [su buharı (H2O), karbondioksit (CO2), metan (CH4), diazotmonoksit (N2O), ozon (O3), vb.] sera etkisi oluşturuyor. Bu da küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine neden oluyor.

Sera etkisini oluşturan gazların 1990 yılı düzeyi baz alınarak kontrol altında tutulmaları Dünya’nın geleceği açısından önem taşıyor. Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenmekte olan toplantılar bu tehlikeli gelişmenin önlenmesi amacıyla Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi  (BMİDÇS) kapsamında yapılıyor.

Çalışmalar 1997 yılında Japonya’nın Kyoto kentindeki toplantıda oluşturulan ve Kyoto Protokolu olarak tanımlanan görüşler esas alınarak yürütülüyor. Bu protokol, sera etkisi oluşturan karbon gazı salınımının azaltılması taahhütlerini denetliyor.

Karbon gazı salınımındaki artışın önce azaltılması ve programlı olarak artışın sıfırlanıp gaz salınımı seviyesinin düşürülmesi, böylelikle sera etkisi oluşumunun önlenmesi hedefleniyor. Sera etkisiyle oluşan küresel ısınmadaki artışın 2 derecenin altında tutulması amaçlanıyor.

Bu artış önlenemezse kutuplardaki buzulların çözülmesi hızlanacak ve okyanusların su seviyesi yükselecek. Bugünkü yaşam alanları sular altında kalacak.
Isınmaya bağlı olarak hastalıklar artacak, sağlık sorunları yeni bir boyut kazanacak.

KYOTO PROTOKOLU NE DİYOR?

Sözleşmeye göre;

  • Atmosfere salınan sera gazı miktarı %5'e çekilecek,
  • Endüstriden, motorlu taşıtlardan, ısıtmadan kaynaklanan sera gazı miktarını azaltmaya yönelik mevzuat yeniden düzenlenecek,
  • Daha az enerji ile ısınma, daha az enerji tüketen araçlarla uzun yol alma, daha az enerji tüketen teknoloji sistemlerini endüstriye yerleştirme sağlanacak, ulaşımda, çöp depolamada çevrecilik temel ilke olacak,
  • Atmosfere bırakılan metan ve karbon dioksit oranının düşürülmesi için alternatif enerji kaynaklarına yönelinecek,
  • Fosil yakıtlar yerine örneğin bio dizel yakıt kullanılacak,
  • Çimento, demir-çelik ve kireç fabrikaları gibi yüksek enerji tüketen işletmelerde atık işlemleri yeniden düzenlenecek,
  • Termik santrallerde daha az karbon çıkartan sistemler, teknolojiler devreye sokulacak,
  • Güneş enerjisinin önü açılacak, nükleer enerjide karbon sıfır olduğu için dünyada bu enerji ön plana çıkarılacak,
  • Fazla yakıt tüketen ve fazla karbon üretenden daha fazla vergi alınacaktır.

Bu temel maddelerin işlerlik kazanması bütün ülkeler için radikal değişiklikler gerektiriyor. Bu süreçte karbon gazı salınımı daha çok olan sanayi ülkelerinin daha fazla sorumluluk almaları gündeme geliyor.

Protokola farklı zamanlarda taraf olan ülkeler, karbon salınımını azaltma konusundaki programlarını Birleşmiş Milletlere sunuyor.

İklim değişikliğinin önlenmesi, değişikliğe neden olan bugünkü teknolojinin “değiştirilmesi”, yeni enerji kaynakları bulunması anlamına geliyor.

Bir yandan toplumların daha iyi yaşam koşullarına erişme çabaları bir yandan yeni enerji kaynağı bulma zorunluluğu işleri zorlaştırıyor. İklim değişikliğinin önlenmesi niyeti ile bu alanda yapılması gereken uygulamalar örtüşmüyor. Kirletme devam ederse Dünya elden gidecek; kirletme durdurulursa sanayi çökecek.

Ne var ki, yakın gelecekte dünya’nın yüzleşeceği bu tehlike devletlerin ortak tutum almalarına yetmiyor. Devletler, doğru buldukları görüşleri benimsediklerini belirtmelerine karşyın uygulamada adım atmayı ilerideki yıllara yaymayı tercih ediyorlar.

Kirletmeyen yeni enerjiyle yola devam edebilmek nasıl mümkün olacak?

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler karbon salınımlarını kontrol altına alma programlarını  uygulamakta başarılı olsalar bile, bu çabaların küresel ısınmayı 2 derecenin altına indirmeye yetmeyeceği belirtiliyor.

Bilim insanlarının yürüttükleri araştırmalarda elde edilen sonuçlara göre, karbon salınımının yüzde 87’si fosil yakıt tüketiminden kaynaklanıyor. Bunun yüzde 43’ünü de kömür oluşturuyor. Görüşmelerle sağlanan mutabakat çerçevesinde 2020’den sonra enerji alanından kömürün çıkarılabileceği belirtiliyor.

Süregelen tartışmalar içinde çevreye duyarlı topluluklar Dünyanın geleceğini tehdit eden gelişmelerden zengin ülkeleri sorumlu saydıkları için tepkilerini ortaya koyuyorlar.  Bu nedenle Paris’te yapılan İklim Zirvesi birçok ülkede çevrecileri sokağa döktü.

Dünyanın bugünkü duruma gelmesinden sadece devletlerin değil özel sektörün de sorumlu olduğunu vurgulayan topluluklar gösterilerde uluslar arası firmaları da hedef aldı.

İklim değişikliği videosu 


">




Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Halk TV'den Haberler
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451532.5815
Euro34.684134.8231
Hava Durumu