Dünyanın gündeminde iklim değişikliği varBirleşmiş Milletlere üye 195 ülke temsilcileri Fransa’nın başkenti Paris’te Dünya’nın geleceğini konuşmak için toplandı. Konu: İklim değişikliği. İklim değişikliği nedir? Sera etkisini oluşturan gazların 1990 yılı düzeyi baz alınarak kontrol altında tutulmaları Dünya’nın geleceği açısından önem taşıyor. Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenmekte olan toplantılar bu tehlikeli gelişmenin önlenmesi amacıyla Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında yapılıyor. Çalışmalar 1997 yılında Japonya’nın Kyoto kentindeki toplantıda oluşturulan ve Kyoto Protokolu olarak tanımlanan görüşler esas alınarak yürütülüyor. Bu protokol, sera etkisi oluşturan karbon gazı salınımının azaltılması taahhütlerini denetliyor. Karbon gazı salınımındaki artışın önce azaltılması ve programlı olarak artışın sıfırlanıp gaz salınımı seviyesinin düşürülmesi, böylelikle sera etkisi oluşumunun önlenmesi hedefleniyor. Sera etkisiyle oluşan küresel ısınmadaki artışın 2 derecenin altında tutulması amaçlanıyor. Bu artış önlenemezse kutuplardaki buzulların çözülmesi hızlanacak ve okyanusların su seviyesi yükselecek. Bugünkü yaşam alanları sular altında kalacak. KYOTO PROTOKOLU NE DİYOR?
Bu temel maddelerin işlerlik kazanması bütün ülkeler için radikal değişiklikler gerektiriyor. Bu süreçte karbon gazı salınımı daha çok olan sanayi ülkelerinin daha fazla sorumluluk almaları gündeme geliyor. Protokola farklı zamanlarda taraf olan ülkeler, karbon salınımını azaltma konusundaki programlarını Birleşmiş Milletlere sunuyor. İklim değişikliğinin önlenmesi, değişikliğe neden olan bugünkü teknolojinin “değiştirilmesi”, yeni enerji kaynakları bulunması anlamına geliyor. Bir yandan toplumların daha iyi yaşam koşullarına erişme çabaları bir yandan yeni enerji kaynağı bulma zorunluluğu işleri zorlaştırıyor. İklim değişikliğinin önlenmesi niyeti ile bu alanda yapılması gereken uygulamalar örtüşmüyor. Kirletme devam ederse Dünya elden gidecek; kirletme durdurulursa sanayi çökecek. Ne var ki, yakın gelecekte dünya’nın yüzleşeceği bu tehlike devletlerin ortak tutum almalarına yetmiyor. Devletler, doğru buldukları görüşleri benimsediklerini belirtmelerine karşyın uygulamada adım atmayı ilerideki yıllara yaymayı tercih ediyorlar. Kirletmeyen yeni enerjiyle yola devam edebilmek nasıl mümkün olacak? Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler karbon salınımlarını kontrol altına alma programlarını uygulamakta başarılı olsalar bile, bu çabaların küresel ısınmayı 2 derecenin altına indirmeye yetmeyeceği belirtiliyor. Bilim insanlarının yürüttükleri araştırmalarda elde edilen sonuçlara göre, karbon salınımının yüzde 87’si fosil yakıt tüketiminden kaynaklanıyor. Bunun yüzde 43’ünü de kömür oluşturuyor. Görüşmelerle sağlanan mutabakat çerçevesinde 2020’den sonra enerji alanından kömürün çıkarılabileceği belirtiliyor. Süregelen tartışmalar içinde çevreye duyarlı topluluklar Dünyanın geleceğini tehdit eden gelişmelerden zengin ülkeleri sorumlu saydıkları için tepkilerini ortaya koyuyorlar. Bu nedenle Paris’te yapılan İklim Zirvesi birçok ülkede çevrecileri sokağa döktü. Dünyanın bugünkü duruma gelmesinden sadece devletlerin değil özel sektörün de sorumlu olduğunu vurgulayan topluluklar gösterilerde uluslar arası firmaları da hedef aldı. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |